Page 6 - 04
P. 6
4 G. VURAL ve F. YONSEL
meydana getirirler. Özellikle yosun gibi bitkisel canlıların plaj olarak kullanılan alanlarda
istilacı olarak çoğalmaları turizm açısından da ekonomiye zarar vermektedir [3]. İstilacı türlerin
neden olduğu en önemli sorunlardan bir diğeri de insan sağlığı üzerinde yarattıkları sorunlardır.
Balast suları kimi zaman zehirli organizmaların, patojenlerin taşınmasına neden olur, bu da
balast suyunun boşaltıldığı bölgedeki suların dinlence amaçlı kullanımına bağlı olarak insanların
sağlığını ciddi şekilde etkilenmesine sebep olmaktadır. Balast suları nedeniyle meydana gelen
en yıkıcı olaylardan biri de 1991 yılında Vibrio Cholera mikrobu taşıyan balast sularının
Peru’da boşaltılması ve bu mikrobun Peru’da içme sularına karışması sonucu olmuştur. İçme
sularına karışan bu mikroptan dolayı 1 milyona yakın insan etkilenmiş ve 10.000’den fazla
insan ölmüştür [4]. Gemi balast suyu ile taşınan organizmaların yarattığı sorunların öneminin
anlaşılması ile beraber konu hakkında uluslararası adımlar atılmıştır.
2. Gemi Balast Suları ve Sediment Kontrolü ve Yönetimi Uluslararası Sözleşmesi
Balast suyu kaynaklı problemlerin ciddi boyuta ulaşması ile Birleşmiş Milletler’e bağlı
Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO direkt olarak gemi balast suyu kaynaklı meydana gelen
sorunların çözümüne yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. IMO üyesi devletler arasında yıllar
süren araştırmalar sonucu 2004 yılında balast sularının yaratacağı etkileri azaltmak amacı ile
uluslar arası bir düzenlemeler yayınlanmıştır. Konu üzerinde uzun yıllar yapılan
müzakerelerden sonra 13 Şubat 2004 tarihinde IMO'nun Londra'daki genel merkezinde
düzenlenen bir konferansta Gemi Balast Suları ve Sediment Kontrolü ve Yönetimi Uluslararası
Sözleşmesi (International Convention for the Control and Management of Ships' Ballast Water
and Sediments) tamamlanmış ve üye ülkelerin imzasına sunulmuştur [5]. Gemi Balast Suları ve
Sediment Kontrolü ve Yönetimi Uluslararası Sözleşmesi toplamda 22 madde ve 5 kısımdan
oluşan bir ekten oluşur. Bu sözleşme, dünya ticaret filosunun %35'ini temsil eden 30 ülkenin
onayından 12 ay sonra yürürlülüğe girecektir [6]. Türkiye’nin de içinde bulunduğu 44 ülke için
mevcut tonaj %32,86’dur. Kasım 2015’te Fas ve Endonezya'nın da imzası ile ülke sayısı 46
olmuştur ancak bu durum IMO resmi sitesinde henüz duyurulmamıştır. Mevcut durumda yeni
ülkelerin katılımı ile sözleşmeyi imzalayan ülkelerin dünya ticaret filosunun toplam tonajının ne
kadarını kapsadığı hesaplanmaktadır [7]. Bu rakam dünya ticaret filosunun toplam tonajının
%35'ine ulaştığında sözleşme yürürlüğe girecektir. Sözleşmenin son durumu EK 1'de
verilmiştir. Sözleşme yürürlüğe girdikten sonra gemiler inşa yıllarına ve balast suyu taşıma
kapasitelerine bağlı olarak sözleşmede belirtilen standartları sağlamak ile yükümlü olacaklardır
[8]. Bu standartlar Tablo 1'de açıklanmıştır.
Tablo 1'de belirtilen kurallar ise şu şekilde açıklanmaktadır:Kural D-1 Balast Suyu Değişimi
Standardı: Balast suyu değişimi yapan gemiler, bu değişimi hacimsel olarak %95 verimle
gerçekleştirmelidirler. Balast suyu değişimini pompalama yolu ile yapan gemiler, pompalama
bahsedilen bu verimlilik şartını karşılayacak şekilde her bir balast tankının hacminin üç katı
olarak yapacaklardır. Ancak, hacimsel değişimin %95 olma durumunun gerçekleştiği
gösterilirse, üç defadan az pompalama da kabul edilir. Şekil 1’de balast suyu değişimi metoduna
ait bir şema bulunmaktadır [8].
GiDB|DERGi Sayı 4, 2015