Page 6 - 06
P. 6

4 M.DURMAZ, S.S.KALENDER, S.ERGİN

                     olarak görülmüştür. İlave olarak, yardımcı makinelerin bakım tutum masrafları da azalacaktır
                     (Adamo ve diğ, 2014). Diğer birçok çalışmada gemi kaynaklı emisyonlar bölgesel ve küresel
                     olarak hesplanmıştır (Corbett ve Koehler, 2003; Eyring ve diğ, 2005; Cofala ve diğ, 2007; Yang
                     ve diğ, 2007; Endresen ve diğ, 2008; Marmer ve diğ, 2009; Matthias ve diğ, 2010; Viana ve diğ,
                     2014).

                     Bu çalışmalarla aynı doğrultuda ülkemizde de yapılan emisyon envanter çalışmaları vardır.
                     Ergin (2011), Marmara Denizi ve Türk Boğazları’ndaki gemi kaynaklı emisyonları, 2010 yılı
                     AIS ve ulusal istatiksel verileri kullanılarak hesaplamıştır. Gemi hareketleri, makine devir
                     sayısı, makine ve yakıt tipine bağlı olan aşağıdan-yukarıya yaklaşım metodu kullanılarak, NOx,
                     SOx, PM2.5, PM10 ve NMVOC dahil yirmi farklı emisyon değeri hesaplanmıştır. NOx için
                     56,49 kton/yıl, SOx için 18,57 kton/yıl, toplam PM emisyonları için 8,17 kton/yıl, CO2
                     emisyonu için 2518,2 kton/yıl olarak hesaplanmıştır. Çalışmada ayrıca gemi kaynaklı hava
                     kirliliğinin çevre üzerine etkilerinden bahsedilmiş ve önleyici tedbirler önerilmiştir. Viana ve
                     diğ (2015), Marmara Denizi ve Türk Boğazları’nın Emisyon Kotrol Alanı olmasının çevresel ve
                     sağlık açısından faydalarını incelemiştir. Sonuçlara göre bu bölge, Emisyon Kontrol Alanı
                     olursa İstanbul’daki gemilerden kaynaklanan PM2.5 ve PM10 partikül madde emisyonları %
                     67, SO2 emisyonları ise % 90 düşecektir. Marmara Denizi’nin özel ve ekolojik konumundan
                     dolayı benzer çalışmalar bulunmaktadır (Kesgin ve Vardar, 2001; Deniz ve Durmuşoğlu, 2008).

                     Emisyon envanter çalışmalarına ilave olarak gemi kaynaklı emisyonlarla ilgili deneysel
                     çalışmalar da bulunmaktadır (Cooper, 2001; Agrawal ve diğ, 2008; Moldanová ve diğ, 2009;
                     Agrawal ve diğ, 2010; Winnes ve Fridell, 2010; Winnes ve diğ, 2014). Winnes ve Fridell
                     (2009), ham petrol tankerinde ağır yakıt ve deniz tipi dizel yakıt kullanarak değişik makine
                     yüklerinde gemi üzerinde ölçümler yapmıştır. Farklı yakıtların egzoz gazı emisyonlarına etkisi
                     gözlenmiştir. Uriondo ve diğ (2011), fabrika test yatağındaki makine ile gemi üzerindeki
                     makinede ölçümler yaparak NOx emisyonlarının değişimini incelemiştir.

                     Limanların yaşam alanlarına yakınlığından dolayı gemi kaynaklı emisyonlar bölgesel hava
                     kirliliğini önemli derecede etkilerler. Emisyonlar seyir esnasında açık denizlerde yayılsa bile
                     atmosferde yüzlerce kilometre taşınarak karasal hava kalitesini etkilerler. Bu özellikle kükürt ve
                     azot bileşikleri için geçerlidir ve asitleşme, ekosistemlerin ötrofikasyonu ve biyolojik çeşitliliğin
                     azalması gibi etkilere sebep olurlar (Eyring ve diğ, 2007). Özellikle kükürt dioksit ve azot oksit
                     emisyonları, asit yağmurları ve toprağın asitleşmesine sebep olmaktadır. Topraktaki asitleşme
                     temel besinlerin yetersizliğine sebep olarak kuraklığa neden olmaktadır. Bu asit çökeltileri, aynı
                     zamanda yer altı sularının asitleşmesine ve göl ve nehirlerde alkalinlerin azalmasına neden
                     olurlar. Bina ve tarihi eserlere de hasar vermektedir. Yer altı sularının asitleşmesi içme suyu
                     kaynaklarında ciddi korozyona neden olur ve bu da sağlığı olumsuz etkiler (ICCT, 2011).

                     Deniz taşımacılığının önemli bir uluslararası ticaret yöntemi haline gelmesiyle, zamanla artan
                     emisyonların kontrolü amacıyla birçok küresel ölçekli anlaşmalar yapılması gerekmiştir. Bu
                     konuda, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından denizcilikte sürdürülebilir bir gelişme
                     sağlayabilmek amacıyla Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesine Ait
                     Uluslararası Sözleşme (MARPOL) kabul edilmiştir. Gemi Kaynaklı Hava Kirliliğinin
                     Önlenmesi Tüzüğü, Sözleşme Ek VI’da yer almaktadır. MARPOL Ek VI tüm gemiler ile sabit
                     ve yüzer sondaj platformlarına uygulanmakta ve gemi kaynaklı SOx ve NOx salımları için
                     limitler koymakta, ozon tabakasını inceltici maddelerin kasıtlı salımını yasaklamaktadır.
                     MARPOL Ek VI daha sıkı SOx ve NOx kontrolü için, Emisyon Kontrol Alanı (ECA) ilanına
                     imkan tanımaktadır. 2008 yılında MARPOL büyük oranda yeniden düzenlenerek, egzoz

GiDB|DERGi Sayı 6, 2016
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11