Page 14 - 04
P. 14
12 G. VURAL ve F. YONSEL
bulunan organik ve inorganik maddeler ile reaksiyona girmesi sonucu oluşur. Oluşan bu zararlı
yan ürünler bir limana boşaltıldığında ise burada kalır, besin zincirinde birikir ve zamanla sucul
organizmaların hormonal sistemlerinde tahribata ya da yıkıma yol açabilir. Ayrıca Zhang ve
diğerleri klor ile arıtma yönteminin kullanımının balast tankındaki korozyonu arttırdığını
göstermektedir [36].
Klordioksit (ClO2) kullanımı pahalı olmasına karşın organik maddeler ile tepkimeye girmiyor
olması, klora göre daha geniş pH aralığında mikroorganizma öldürücü etkisinin olması ve
serbest klor açığa çıkarmadığı için daha çevreci olması bir avantajdır. Laboratuvar testleri 5
ppm konsantrasyonunda ClO2’nin bakteri ve planktonik canlıları arındırmada etkili olduğunu
göstermektedir. Araştırma sonuçları ClO2’nin bakteri ve virüsler üzerinde klora göre daha etkili
olduğunu da göstermektedir. ClO2 ile yapılacak olan bir arıtma için gerekli olan yatırım
maliyeti 200 m3/saat’lik bir sistem için yaklaşık olarak 260.000 $ iken, kapasite 2000 m3/saat’e
çıktığında bu miktar 400.000 $ civarında olup operasyon maliyeti ise ton başına 0,06 $
civarındadır [37].
Ozonun deniz suyunda mikroorganizmaları dezenfekte etkisi deniz suyunda bulunan brom ve
klor iyonları ile ozonun tepkimeye girmesinden dolayı tatlı suda olduğundan farklılık
göstermektedir. Balast suyu, suya ozon gazı ekleyen bir cihazdan geçerek arıtılır. Bu gazın çoğu
suda çözülür ve suda bulunan organizmaları öldürmede etkili olur. Ozon, gemi bünyesinde
depolanma ihtiyacı olmamasından ötürü elverişli bir yöntemdir. Balast suyuna balastın alımı
sırasında karıştırılabileceği gibi, sefer sırasında balast suyu tekrar sirküle edilerek ozon ekleme
işlemi de gerçekleştirilebilir. Balast tankında korozyon korumasının düşük olduğu kısımlar ile
yüksek miktarda organik madde içeren sedimentin bulunduğu kısımda ozon ile arıtma işleminin
yeterli olmadığı gözlenmiştir. Bu durum balast tankında bulunan benzer sucul organizmaların
dezenfeksiyonunda ozonun yetersiz kalabileceğinin bir göstergesidir [38]. Deniz suyunun ozon
ile arıtılmasına yönelik yapılan çalışmalar, ozonun düşük doz ve kısa zamanda bakteri ve
virüsler üzerinde oldukça etkili olduğunu göstermiştir. Ozon ile arıtma yöntemine yönelik
yapılan çalışmalarda elde edilen bulgular bu yöntemin balast suyu artımasında özellikle bakteri
sporları, dinoflagellat kistleri ve pek çok zooplankton türünün çevreye zarar vermeyecek
konsantrasyonda ozon uygulanan arıtma işleminden canlı olarak kurtulduğu düşünüldüğünde
hem maliyet hem de verimlilik açısından uygun olmasına ilişkin endişeler doğurmuştur. Ozon
ile yapılacak olan bir arıtma için gerekli olan yatırım maliyeti 800.000 $ ile 1,6 milyon $
arasında olup, operasyon maliyeti ise ton başına 0,28-0,32 $ civarındadır [39].
Hidrojen peroksit insan sağlığına zararı diğer kimyasallar ile karşılaştırıldığında daha az olan ve
doğada çabuk ayrışan, ayrıştığında da yan ürün olarak açığa oksijen ve su çıkaran bir oksitleyici
biyosittir. Laboratuvarlarda ve sağlık sektöründe dezenfektan olarak kullanılıyor olması, balast
suyu artımı için kullanılması konusunda da değerlendirilmesi için öncü olmuştur. Kuzirian ve
arkadaşlarının yaptıkları çalışma, balast suyunun pH’ını arttırmanın balast suyunda bulunan
Mnemiopsis leidyi, Pennaria, polychaete, crustacean, chordate ve çift kabuklu yumuşakça gibi
omurgasız canlıları öldürmek için gerekli olan hidrojen peroksit konsantrasyonunu 1 ppm’e
kadar düştüğünü göstermiştir [40]. Bakteri sporları ve dinoflagellatlar hidrojen perokside karşı
oldukça direnç gösterirler. Balast suyunu bu tür canlılardan arındırmak için gerekli olan yüksek
hidrojen peroksit konsantrasyonu maliyeti arttıracağından, balast suyu arıtmasında hidrojen
peroksidin kullanılması çok efektif bir yöntem olarak görülmemektedir. Ayrıca yüksek
miktardaki hidrojen peroksidin gemi bünyesinde depolanması da yöntemin efektifliği açısından
oldukça büyük bir sorundur.
GiDB|DERGi Sayı 4, 2015