Page 7 - 01
P. 7

1773’den GÜNÜMÜZE İTÜ’de GEMİ İNŞAATI 5
                                  VE DENİZ TEKNOLOJİSİ MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ

üniversitesi idi. Öğrenci yurdu olmanın dışında medreselerin içinde ayrıca cami, hastane ve
fakirleri beslemek için mutfak da olduğu gibi ayrıca kendilerine ait arazileri, binaları,
dükkânlarından ve diğer dini vakıflarından elde ettikleri gelirleri vardı. [2]

Medreselerin ihtiyaçları, kendi kaynakları tarafından karşılandığı için, mali yönden devletten
bağımsız gözükmekteydiler. Buna rağmen, ilmiye ricali denen medrese kökenli, müderris, kadı,
müftü, kazasker, şeyhülislam, imam, vaiz, hoca gibi görevliler [6] nolu kaynakta belirtildiği gibi
adeta devletin resmi politikası ve temsilcileri olarak halk tabakasına yön veriyorlardı. Bu
nedenle devlet yöneticileri medreselere önem vermiş ve bu kurumların iç işlerine
karışmamışlardır. Medreseler 18. yüzyılın sonlarına kadar devletin ve toplumun idari, adli, dini
ve ilmi konularında gerek duyduğu personeli yetiştirmek de önemli bir eğitim kurumu olarak
görev yapmışlardır. Medrese eğitiminin asıl amacı, bilgili mümin ve İslamiyeti savunan
Müslümanlar yetiştirmektir. Diğer taraftan ileri görüşlü ve aydın yurttaşlarımız tarafından
yapılmaya kalkışılan her yeniliğe ulema ve yeniçeriler karşı çıkmışlardır. Bu konuda bazı
yazarların görüşleri kaynak [7] ye göre şöyledir: “Ulemanın bütün düşüncesi mevki kapmak ve
dini taassubu (bağnazlığı) önleyerek cehaleti meydana çıkaracak hakiki ilim ve fen sahiplerini
susturmaktır. Yeniçerilerin yegâne emeli de; sınırlarda dövüşmeden, İstanbul’da ticaret hayatı
ile uğraşmak, zamanı gelince maaş almak, rahatları kaçmasın diye fennin ve tekniğin dev
adımlarla ilerleyişi karşısında, memleketimizde de yeni usulleri uygulamak isteyen önderlerin
ve ileri fikirlerin önünü kesmektir.” Bu iki grup biri başındaki sarığın, diğeri kavuğun
gölgesinde devrin yeniliklerine ayak uydurup gelişme göstermediğinden Osmanlı devletinin
yıkılmasında etkin olmuşlardır. Üçüncü Ahmet devrinin yeniliklerinin Patrona Halil İsyanı ile I.
Abdülhamit ve III. Selim’in geliştirdiği ilerleme hamleleri ise, Kabakçı Mustafa isyanı ile
durdurulmuştur. Güncel bilim ve teknoloji izlemede geri kalan ve gittikçe önemlerini yitiren
medreselerin yerini alan, çağdaş eğitim kurumu mühendishane olmuştur.

Bu dönemden sonra, Avrupalılar belirli bir iş kolunda usta, kalfa ve çırakları içine alan kapalı
lonca sisteminden imalat sistemine, oradan da sanayi devrimine geçtiler. Avrupa’da bu
gelişmeler olurken, Osmanlılar yeni bir yapılanmaya gidemedi. [3] Yüzyıldan fazla süren
(1519-1624) Celali isyanları gibi yöresel kavgaların ve Genç Osman olayı, Patrona Halil isyanı
(1730) gibi yönetimsel mücadelelerin etkisiyle, Osmanlılar güçsüzleşmeye başladı. Doğal
olarak bu durumdan Osmanlı donanması da etkilendi.

Osmanlı devletinin duraklama ve gerileme devirlerine sürüklenmesinde; değişik isyanlar, çocuk,
deli ve avcı gibi yeteneksiz padişahlar, kadınların saltanatı ve benzeri etmenlerin elbette etkisi
vardır. Batı’nın yeni sürece; sosyo-ekonomik açıdan yeni bir anlayışla girmesi, bunu keşfedilen
kıtalar, yeni denizyolları, yeni pazarlar, gelişen teknolojik atılımların ve düşünsel hareketlerin
izlenmesine karşılık; Osmanlıların bu gelişmelere ayak uyduramaması geri kalmasının asıl
nedenidir. Böylece klasik Osmanlı donanma anlayışının yetersiz kaldığı, teknoloji ve bilimsel
görüşlerin esas alınması gerekliliği gündeme gelir. Hiç şüphesiz bu konuda en etkin yol, eğitim-
öğretim sisteminin akılcı ve çağdaş bir görüşle irdelenerek geliştirilmesiydi. Bu düşüncelerin
sonucunda Osmanlı dönemindeki eğitim-öğretim sisteminin yanlışlığı anlaşılarak, çağdaş bir
eğitim sürecine girmek istenilmiştir.

Bu bağlamda orduya çağdaş bilgilerle donatılmış subay yetiştirmek amacı ile üç önemli okul
kurma girişimi yapılmıştır. İlk olarak, 1727 yılında III. Ahmet, ordunun çağa uygun bir düzene
sokulması ve askeri bilgilerin öğretilmesi gereğini düşünerek bir çalışma yapılmasını istemiştir.
Bu amaçla sadrazam Damat İbrahim Paşa tarafından hazırlatılan öneriyi padişah onaylamıştır.
Ancak başlatılan çalışmalar yeniçerilerin şiddet gösterileriyle önlenmiştir. [8]

                                                                                          Sayı 1, 2015 GiDB|DERGi
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12