Page 41 - 04
P. 41
ETİK DEĞERLER VE MÜHENDİSLİK 39
alanlara meslek etiği, mühendislik etiği, çevre, hayvan hakları, ötenazi, kürtaj, pozitif ayrımcılık
gibi tartışmalı konular örnek verilebilir (Timmons, 2013).
Uygulamalı etik çerçevesinde bir mühendislik uygulamasını nedenselleştirmek demek, onun
gerçekleşmesini sağlayan eylem veya eylemlerin doğru olduğunu ileri sürmek için nedenleri bir
etik kuramına bağlı olarak açıklamaktır. Etik nedenselleştirme, bir uygulamaya bağlı
değerlendirme ve eylemler için nedenleri belirlemektir. Etik değerler eylemlerimizin ve
karalarımızın temel nedenleridir. Mühendislik uygulamalarında eylem ve kararları etik açıdan
nedenselleştirmede, bir yaklaşım, asli unsur olarak tanımlanan değeri nedenselleştirmenin
kaynağındaki temel unsur olarak görürken diğer bir yaklaşım ise rasyonel bilgi çerçevesinde
ulaşılan evrensel ilkeleri değer bağlamında nedenselleştirmenin temel dayanağı olarak görür
(Whitebeck, 2011). Nedenselleştirmenin birinci yaklaşımına “sonuççu nedenselleştirme”, ikinci
yaklaşımına ise “deontolojik nedenselleştirme” adı verilir. Diğer bir deyişle, mühendislik
uygulamalarındaki karar ve eylemlerin nedenselleştirmesinin sonuççuluk açısından değere,
eylem açısından ilkeye bağlı olarak yapılması, uygulamalara etik bir özellik kazandırır. Bu iki
yaklaşım arasında ortaya çıkan farklılığın temelinde iyi ya da doğru olarak nitelenebilecek karar
ve eylemlerin başlangıç noktalarındaki ve rasyonel değerlendirme süreçlerindeki farklılık yatar.
Sonuççu yaklaşım, eylem ve kararları bir amaç olarak başat temel değerle ilişkilendirerek
değerini belirlerlerken, deontolojik yaklaşım eylemi kendisi dışındaki şeylerle
ilişkilendirmeden, eylemin kendi başına değeri olduğunu belirtir (Smart ve Williams, 1973).
Deontoloji ve sonuççuluk yaklaşımları, değer ve eylemlerde değerin önemi konusunda büyük
oranda ortak yaklaşıma sahiptir ancak onların hangi değerlerin esas olduğu ve bunların
kaynakları ve nasıl tespit edileceği konusunda farklı yaklaşımları vardır. Sonuççu yaklaşım
değeri arzu ve beğenilerden kaynaklanan bir amaç olarak görürken, deontolojik yaklaşım değeri
saf akıldan çıkan ilke ve kurallar olarak görür. Sonuççu yaklaşımlarda beğeni ve arzular değer
olarak başlangıç noktalarıyken, deontolojik yaklaşımda değer olarak başlangıç saf akıldır
(Timmons, 2013).
Sonuççu yaklaşım, bir eylemin değerini bu eylemin sonucunda elde edilecek şeyde arar. Bu
yaklaşımda değer bir amaç-araç ilişkisi üzerine kurulmuştur; her bir eylem, bazı amaçları
gerçekleştirmenin aracı olarak düşünülür (Brandt, 1979) Sonuççu yaklaşım herkesin ortak
olarak isteyebileceği tek sonuç olarak mutluluğu kabul eder ve mutluluğu, eylemlerin dayanağı
olan temel amaç ve değer olarak tanımlar (Brink, 2006). Sonuççu anlamda bir mühendislik
uygulaması, taşıdığı özelliklerden ziyade amaç olan mutluluk için kullanıldıkları, temel amaca
araç oldukları oranda değer kazanır. İyi ve başarılı olma oranı buna göre belirlenir. Bir şeyin
değeri, temel amaç değerine uygun düşmesine ve başkalarının bu araçsallıktan memnun olma
derecesine bağlıdır. Sonuççuluk, yaklaşım açısından uygulamanın mutluluk amacına bağlı
olarak kullanımı, iyi ve kötü olarak değer biçenidir. Sonuççu yaklaşım, mühendislik
uygulamalarında ödev vurgusu yapmadan amacın gerçekleşmesi yönündeki talebe vurgu yapar.
Sonuççu yaklaşım, bir önermenin doğru olup olmadığını ve kişiye ne yapması gerektiğini
söylemeyeceğini ileri sürerek olması gereken eylem için değer temelli bir neden belirler. Bu
neden faile bağlıdır ve failin niyeti, arzusu ve istekleriyle doğrudan ilişkili öznel bir etik eylemi
tanımlamaya çalışır (Slote, 1985). Bu çerçevede sonuççu yaklaşımlar, eylemlerin evrensel
olamayacağını; çünkü onların failin belirlediği bir amaca bağlı bir niyetle yapıldığını ileri sürer
ve eylemin etik değerinden, doğruluğundan ve yanlışlığından ziyade eylemin değerinde, iyilik
ve kötülük olgusunu belirlemeye çalışırlar (Quinn, 1989). Bu yüzden de mühendisliği bir araç
Sayı 4, 2015 GiDB|DERGi